Zaman: 28 Mar 2024 22:40

Tüm zamanlar UTC + 3 saat





Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 25 mesaj ]  Sayfaya git 1, 2  Sonraki
Yazar Mesaj
MesajGönderilme zamanı: 11 Şub 2017 22:38 
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 31 Oca 2016 18:42
Mesajlar: 16
Şehir: İstanbul
İsim: Dursun
Araç: Attrage 2015 CVT 1.2 İNTENSE
Meslek: Mali Müşavir
Kan grubu: O+
Yaş: 46
Arkadaşlar Merhaba,

Şoför koltuğuna yabancı biri olarak ve sıfır araba ile İstanbul trafiğinde bir yılı geride bıraktım. Deyim yerinde ise çarpa çarpa bir tecrübe edindim. Hareket halindeki şeylere değil de :) hareketsiz direk, geri geri giderken kaldırımdan yola sarkan ağaç v.b daha çok park etme esnasında sürtme ve çarpa şeklinde arabada iki üç yerde göçük ve çizik oluştu. Acemilik izlerini kapatmanın zamanı geldi deyip servise gittim; tabi ki yetkilisine. Sağ arka lamba değişme, sağ arka çamurluk göçük düzeltme ve boyama, sağ arka tampon boyama, sağ arka kapı göçük düzeltme ve boyama, sağ ön kapı göçük düzeltme( boyanıp boyanmayacağı belli değil) hepsine 2.246,00TL fiyat verdiler. 2000,00TL'ye aracı bıraktım. Çevremdekiler fiyatı yüksek buldu. Açıkcası bir kritere bağlı olmadan söylüyorum bana da yüksek geldi. Burada paylaşarak fikrinizi almak istedim. Tecrübe ve bilginizi paylaşırsanız sevinirim.


Başa Dön
 Profil  
Alıntı ile cevapla  
MesajGönderilme zamanı: 12 Şub 2017 12:32 
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 18 Eki 2015 14:08
Mesajlar: 81
Şehir: Konya
İsim: Doğan
Araç: Lancer 1.6 MT
Meslek: Akademisyen
Yaş: 30
Merhabar kaskonuz yok mu bu boyama gocuk duzeltme islerinde bence fiyati sonucla karsilastirmak lazjn araciniz opak beyaz ise baska yerlerden de fiyat alabilirdibiz klay tutan bir renk ise, ilerisi icin biyle ufak tefek seylere mini onarimi olan bir firmadan kasko yaptirin bence


Başa Dön
 Profil  
Alıntı ile cevapla  
MesajGönderilme zamanı: 12 Şub 2017 21:04 
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 31 Oca 2016 18:42
Mesajlar: 16
Şehir: İstanbul
İsim: Dursun
Araç: Attrage 2015 CVT 1.2 İNTENSE
Meslek: Mali Müşavir
Kan grubu: O+
Yaş: 46
Kasko var south. Ancak bunlar önceki kasko poliçesi döneminde olan kazalar. Kasko poliçesi süresinin sonlarına doğru gitmiştim servise müsait olmadıklarından sonra gel demişlerdi. Sonrasında da bir daha gidemedim yoğunluktan ve başka sebeplerden. Yetkili servis dışında bir servise de gitmek istemedim. Aracın garanti süresi boyunca böyle bir düşüncem var. Verilen fiyatın uygunluğu nedir?.


Başa Dön
 Profil  
Alıntı ile cevapla  
MesajGönderilme zamanı: 13 Şub 2017 10:40 
Çevrimdışı
Moderatör
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 16 Şub 2010 13:44
Mesajlar: 5640
İsim: ilhami
Araç: Outlander 2.4
Meslek: memur
Kan grubu: A+
Yaş: 40
yetkili servis haliyle biraz Tuzlu olur. işçilik iyi olursa ve aracınızın kaydında yapılan işlemlerin ne olduğu açıkca yazılırsa yani basit kazalar/sürtmeler olduğu anlaşılırsa bence sorun yok hatta satarken belki daha hayırlı olur.

_________________
DERDİ DÜNYA OLANIN DÜNYA KADAR DERDİ OLUR!
Sorunlarınızın çözümü için her sorunuzda mutlaka 1-model,motor 2- Şanzıman (otomatik vs.) 3-LPG(varsa markası)4-km.si 5- geçmişini (modifiye, parça değişimi vs.) yazınız!


Başa Dön
 Profil  
Alıntı ile cevapla  
MesajGönderilme zamanı: 15 Şub 2017 21:40 
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 31 Oca 2016 18:42
Mesajlar: 16
Şehir: İstanbul
İsim: Dursun
Araç: Attrage 2015 CVT 1.2 İNTENSE
Meslek: Mali Müşavir
Kan grubu: O+
Yaş: 46
av.ilhami yazdı:
yetkili servis haliyle biraz Tuzlu olur. işçilik iyi olursa ve aracınızın kaydında yapılan işlemlerin ne olduğu açıkca yazılırsa yani basit kazalar/sürtmeler olduğu anlaşılırsa bence sorun yok hatta satarken belki daha hayırlı olur.


Evet İlhami Bey, servis yetkili olunca işçilik de iyi olmuş. Temiz iş çıkarmışlar sağolsunlar. Ancak yine de fiyatı yüksek geldi. Bunu bir kriter olmadan, piyasaya bakmadan söylüyorum. Bendeki kriter sanırım şudur; aracın kendisini geçen yılın başında 51.500TL'ye aldım. Bu fiyata göre küçük çaplı göçük, parça boya, stop lambası değişimi v.b. küçük onarımların daha düşük bir fiyata olması gerekir diye düşünüyorum. Bir de asgari ücret net agi dahil 1.404,00TL. Böylesi bir onarım ücreti için asgari ücretlinin yemeden içmeden bir buçuk ay çalışması gerekiyor. Bir terslik var!!


Başa Dön
 Profil  
Alıntı ile cevapla  
MesajGönderilme zamanı: 16 Şub 2017 02:21 
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 16 May 2014 11:07
Mesajlar: 753
Şehir: Ankara
İsim: akif
Araç: ASX INVITE 2013
Meslek: TEKNİK ÖĞRETMEN
Kan grubu: 0rh+
Yaş: 42
Şimdi yine birşeyler yazacağım yine birileri yanlış anlayacak ego lar devreye girecek falan filan ama olsun yazacağım. Bazen çok düz bakmaya çalışıyorum ama hep yamuk görüyorum. Herhalde bende bir yamukluk var :D
Yalnız peşin peşin rica ediyorum lütfen benim kaderimde bu varmış diye olan yanlış kader algısını dile getirmeyin
(Lütfen Bana şu cümleyle gelin "insan kendi kaderini Allah'ın izniyle kendi yazar ")
Asgari ücret ; normalde (az bir Meblağ keşke daha iyi olsa tabi maalesef canım ülkemde bazı cansızlar için normal hatta fazla bile olabilir) elemanlar vasıfsızlıklarından dolayı 1 aylık çalışmalarının karşılığındaki aldıkları aylık ücret oluyor. Şimdi hemen şunu duyar gibi oldum yaw bu ülkede 4 yıllık fakülte bitirmiş insanlar asgari ücretle çalışıyor. Sende kalkmış vasıfsız diyorsun. Evet asgari ücretle çalışan üniversite mezunlarıda var demek ki onlarda üniversite okumuş vasıfsız eleman oluyor. Maalesef bizim üniversitelerimizde nitelikten çok metelik önemli olduğu için kişilere vasıf kazandırmak yerine süslü bir diploma veriyorlar. ( bu arada tüm üniversiteleri kastediyorum ) ( bazı isimli üniversitelerde var ancak eğitim namına onların diğerlerinden farkı yok biraz eğitim ortamları daha iyi ve imkanları daha geniş esas durum ise o isimli okullara isimli öğrenciler gidiyor yani zeki ve çalışkan öğrenciler gidiyor onlarda zaten kendileri öğreniyor bi vasfa sahip oluyor ancak yarım bir vasıf sahibi oluyorlar :) birde o isimli üniversitelerde isimli öğretim elamanları da yok değil ( zeki Çalışkan adama hocalık yapmak kolay hadi gelde bizim okuldakilere hocalık yap bakalım (eeee adam zeki Çalışkan ki koskoca isimli üniversite de hoca olmuş . Ben yani geri zekalı tembel herif ancak sanat okulu hocası olmuşum :D ) düşünün artık benim gibi yamuk kafalılar bile üniversite okuyup mezun olabiliyor. :D
Eee bu kadar üniversite mezunu hepsimi vasıfsız ?
Elbette değil çalışmaya başlayınca işyerlerinde vasıf sahibi oluyorlar ya da yarım Vasıflarını tamamlıyorlar .
( bu arada Vasıf kelimesinin sözlük anlamı nedir?

1. Bir kimse veya şeyi başkalarından ayıran kendine has hâl, nitelik, hususiyet.

2. Bir şeyin mahiyeti, sıfatı, tabiatı, karakteri ile bunların tarif ve sayılması.)
vasıflı elaman derken kastımız; bir iş yapabilme bilgi tecrübe ve yeteneğini çalışarak fedakarlık yaparak sıkarak kazanmış elamandır.
( yetenek Allah vergisi ancak Rabbim herkese farklı farklı yetenek vermiş Elhamdulillah. Ancak çalışmayınca da bu yetenek gün yüzüne çıkmaz ya da gün yüzüne çıkan yetenek körelir gömülür )
Ya her neyse ne yazacakken ben ne yazıyorum . Durup dururken yara deşiyorum. :)

Konu asgari ücretti hemen dönelim.

Şimdi asgari ücrete vasıfsız bir eleman bir ay çalışır ancak vasıflı bir eleman çalışmaz çalışamaz çalışmamalı zaten adaletli olmaz . Hatta bazı vasıflı insanlar o asgari ücrete 1 dakika bile çalışmaz .
Ha sosyalist bakarsak eşitlik arayalım neden bir insan 1 ay köle gibi çalışıp asgari ücrete tamah etmek zorunda iken diğeri bir dakikalık çalışma karşılığında bu ücrete burun kıvırıyor. Halbuki ikiside insan ! Nerede adalet ? :D
Cevap çok basit asgari ücrete tamah etmeye mecbur olan vasıfsız bir vasıf kazanmak için 1 ay bile çalışmaya burun kıvırmış iken diğeri o bir dakikalık çalışma karşılığında asgari ücretten fazla ücret istediği vasfı için yıllarca çalışmış olmasıdır herhalde. Şimdi bu nasıl bir sosyalist bir eşitlik . Adalet eşitlik değil hakkı hakkına vermektir. Tekrar ediyorum lütfen hemen suçumuzu kadere atmayalım.

Şimdi lütfen eğri oturup doğru yazalım.

Şimdi bir zanaatkar ile bir vasıfsızı aynı kefeye koymak haksızlık olmazmı ?

Eeeee aynı işi özel servis daha ucuza yapıyor .
Çünkü özel servis yetkili servisin bi dünya paraya aldığı servisini yapacak firma adını ve servis hakkını almamıştır da ondan . Ayrıca yine yetkili servisin servis açmak için yaptığı harcamayıda yapmamıştır.
Yine yetkili servisin verdiği güvenceyi ve ilhami beyin bahsini yaptığı avantajları veremez.

Ancaaaaaak o cansız yetkili servis de ( tabi bu durum sadece cansız yetkili servisler için geçerli yoksa muhakkak işini iyi yapan ve çok kaliteli elaman çalıştıran servislerde vardır ) asgari ücret yada azıcık fazlasını vereceğim diye zanaatkar yerine vasıfsız gönülsüz cansız eleman çalıştırırsa . Sonra yetkili servisim diye hakkından fazlasına göz dikerse o zaman da yaşasın özel servisler denir :D


Şimdi bu konuyla ilişkilendirdiğim bir padişah hikayesi de var yazayım diyorum ancak geçen başımı sıyırıp geçen kayanın, şimdi başıma düşmesinden korkuyorum :D


Birde telefon ile yazdığım için istediğiniz kadar kusuruma bakabilirsiniz :)

_________________
2 Nasihat
Kulun gözüne girmek için, Rabbın gözünden düşecek işler yapma.
Başkalarının mertebesini düşürmeye çalışmak, kendi mertebeni yükseltmez.


Başa Dön
 Profil  
Alıntı ile cevapla  
MesajGönderilme zamanı: 16 Şub 2017 13:10 
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 31 Oca 2016 18:42
Mesajlar: 16
Şehir: İstanbul
İsim: Dursun
Araç: Attrage 2015 CVT 1.2 İNTENSE
Meslek: Mali Müşavir
Kan grubu: O+
Yaş: 46
:) Durduğunuz yerden bakmışsınız akif06eren. Dürüstçe de belirtmişsiniz. Toplumsallık adına durduğum yerin karşısında duruyorsunuz. Benim gibiler insanlığın kurtuluşunun "Herkesten yeteneğine göre herkese ihtiyacına göre" ifadesinde yattığını söylerler. Başka tamamlayıcı ifadeler de var tabi ki. İhtiyaç" kelimesine takılabilirsiniz. Sizin ihtiyaçlarınız eşyanın tabiatına aykırı olacak, size sınırsız gelebilir. Bu durumda haliyle bu slogan doğrultusunda toplumsal üretimden size çok vermek gerekebilir..:) Fizyolojik anlamda (sebebi ne olursa olsun) bakıma muhtaç bir yakını olanın hayat pratiği bütün insanlığın hayat pratiğinin mikro örneğidir. Empati yapmamız durumunda ona ihtiyacına göre vermek, sizden de yeteneğinize göre almak esastır. Ondan hiç bir şey almayabiliriz de.

Bir dakikalık çalışma karşılığında asgari ücretten daha fazla bir ücret istemeyi, elde ettiği vasıf için yıllarca çalışmış olmasının karşılığı olarak görüyorsunuz. Bu vasfı elde etmeniz, sürekli ileriye gitmek için çaba sarf eden toplumun, örgütlülüğün bir sonucudur. Tek başına değildiniz yani.

Öğrenciliğimin geçtiği şehirdensiniz. Mülkiye Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi mezunuyum. Geldiğim şehirde en yüksel sözel puanı tutturarak girmiştim Mülkiye'ye ki o dönem Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü, o dönemin en iyi hukuk fakültesi olan Ankara Hukuk'ün 20 puan üstünden bir taban puan ile alıyordu.

Kaymakamlık sınavında yazılı sınav ile mülakat sınavı arasında 6 aylık bir süre olurdu. Yazılı sınavı kazananlar MİT tarafından bir taramaya tabi tutulurlardı "Kimin nesidir?" diye. Hakkınızdaki Mit raporu olumsuz ise hiç şansınız olmazdı. Mit kriterleri neydi diye sorarsanız tabi ki bunu biz bilemeyiz. Ancak bütün dünya ülkelerinde dönemin siyasi atmosferine göre mülki idarede olması istenmeyen bir takım düşünceleri, etnik, dini kimlikleri taşıyanların mimlendiği bilinen bir gerçektir. Mit de bu dünyada olduğuna göre benzer bir yöntem uygulamıştır sanırım.

Bunu niye anlattım. Çok çalışmıştır diyorsunuz ya.Düzeni değiştirmek isteyenler de çok çalışmıştır inanın..Türkiye'nin son dönemde yaşadıkları da mülki idaredeki yozlaşmadan kaynaklandığını da cümle arası olarak belirteyim.

Konumuza dönersek. Kamudaki ücret kriterleri özel sektörünkilerine göre daha insanidir. Sebebi tabi ki kamunun(genelin) örgütlenmesinden geliyor. Özel sektör piyasa mantığı ile çalışır, diğer bir ifade ile kar mantığı ile. Bütün dünya savaşlarının temelinde bu mantık vardır. Bakınız Birinci Dünya Savaşı'na, İkinci Dünya Savaşı'na,Körfez Savaşı'na, Suriye Savaşı'na....Özel sektör de esas olanın ülkede ve dünyada kamu olduğunu idrak etmezse insanlık yok olup gidecek..

Sahip olduğunuz vasıf sebebi ile bir dakikalık çalışma karşılığında asgari ücretten daha fazla bir ücret istiyorsunuz ya, toplumsal üretim bu talebi karşılamaya yeterli değilse ise ne olacak? Nasıl davranacaksınız merak ediyorum?


Başa Dön
 Profil  
Alıntı ile cevapla  
MesajGönderilme zamanı: 16 Şub 2017 14:32 
Çevrimdışı
Moderatör
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 16 Şub 2010 13:44
Mesajlar: 5640
İsim: ilhami
Araç: Outlander 2.4
Meslek: memur
Kan grubu: A+
Yaş: 40
padişah hikayesini özelden okumak isterim.
Herkes farklı ve çok açılardan bakmış ben toparlayayım;
"Eğri cetvelden Düz çizgi çıkmaz"

_________________
DERDİ DÜNYA OLANIN DÜNYA KADAR DERDİ OLUR!
Sorunlarınızın çözümü için her sorunuzda mutlaka 1-model,motor 2- Şanzıman (otomatik vs.) 3-LPG(varsa markası)4-km.si 5- geçmişini (modifiye, parça değişimi vs.) yazınız!


Başa Dön
 Profil  
Alıntı ile cevapla  
MesajGönderilme zamanı: 16 Şub 2017 16:31 
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 16 May 2014 11:07
Mesajlar: 753
Şehir: Ankara
İsim: akif
Araç: ASX INVITE 2013
Meslek: TEKNİK ÖĞRETMEN
Kan grubu: 0rh+
Yaş: 42
Dursun bey aynı güneşte çamaşır kurutuyoruz o nedenle karşı balkonlarda olmamız neyi değiştirir.
Ben tam bir sosyalist düşünce ile emeğin hakkı olan hakkı sonuna kadar verilmesinden yanayım.
Bir toplumun zenginliği varlıklarının toplamıdır. Bu varlıkların paylaşımı ise varlıkların kazanılması için çok çalışanların çalışma miktarıyla orantılı olarak yapılması şeklinde olmalı ancak Allah'ın payınıda ayırarak olmalıdır. Burada Allah'ın hiç bir şeye ihtiyacı olmadığından dolayı Allah payını (zekat) bize aciz olanlar ihtiyacı olanlar arasında pay etmemizi emretmiştir.
Sizin bahsini açmış olduğunuz yaranın dermanına ise ne sosyalizm ne de kapitalizm derman olamamış geçmişteki örneklerden de anlaşıldığı gibi merhem yerine zehir olmuşlardır. Aslında derman insanların kendi doğruları yerine gerçek doğruları bulmak için çaba göstermeleri ile olur. Bu doğrular eserin yaratıcısının kullanım kılavuzunu doğru olarak okumakla bulunabilir.
Maalesef insanlar hırs açgözlülük doyumsuzluk kibir enaniyet gibi vasıflarlara sahiptir. Kimileri bu vasıflarını izole edebilselerde pek çok insan bu vasıflarının esiri oldukları için bu dünyada tam bir adalet hüküm sürmeyecektir.
Sadece varlığı dünya yaşamından ibaret görenler bu durumun yüklediği yükün altında ezilip kalacaktır. Diğer taraftan bu dünyanın sonundaki sonsuzluğun varlığını idrak edenler mutlak adalet sahibinin adaletini bildikleri için elbet adaletin eninde sonunda yerine geleceğini bilirler ve huzur içinde yaşarlar.
değer; verilen kıymet kadar değerli olur. Kimin neye ne kadar değer verdiği içinde bulunduğu duruma göre değişir. Çölde susuzluktan ölmek üzere olan bir insan için bir doyumluk su paha biçilmezdir.
Dünya yaşamını sadece dar materyalist bir pencereden görmemek gerekir. Dünyada maddeden daha kıymetli değerler vardır. Bazen insanın hakkını ödemede maddiyat yetersiz kalır. Ancak kulunun ödeyemediği borcu Halık muhakkak ortada bırakmaz.

Ekonomik ve üretim açısından zayıf olan toplumdaki asgari ücret ile zengin bir topluluğun belirlediği asgari ücret aynı olmaz. Bu nedenle ben emeğimin karşılığını içinde bulunduğum topluluğun standartlarına göre belirlerim. İmkanı olandan maddi olarak talep ederim. Benim hizmetime ihtiyacı zaruri olup ancak maddi olarak karşılamaya gücü yetmeyene yaptığım hizmetimin bedelini onun sahibinden beklerim.
İnşallah sorunuza cevap verebilmişimdir.

_________________
2 Nasihat
Kulun gözüne girmek için, Rabbın gözünden düşecek işler yapma.
Başkalarının mertebesini düşürmeye çalışmak, kendi mertebeni yükseltmez.


Başa Dön
 Profil  
Alıntı ile cevapla  
MesajGönderilme zamanı: 16 Şub 2017 16:47 
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 16 May 2014 11:07
Mesajlar: 753
Şehir: Ankara
İsim: akif
Araç: ASX INVITE 2013
Meslek: TEKNİK ÖĞRETMEN
Kan grubu: 0rh+
Yaş: 42
İlhami bey bu hikayeyi pek severim bu nedenle tüm arkadaşlarla paylaşmak isterim artık kafaya bareti takıp hikayenin linkini paylaşıyorum.

http://m.turkiyegazetesi.com.tr/yazarla ... 78423.aspx

_________________
2 Nasihat
Kulun gözüne girmek için, Rabbın gözünden düşecek işler yapma.
Başkalarının mertebesini düşürmeye çalışmak, kendi mertebeni yükseltmez.


Başa Dön
 Profil  
Alıntı ile cevapla  
MesajGönderilme zamanı: 16 Şub 2017 20:00 
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 31 Oca 2016 18:42
Mesajlar: 16
Şehir: İstanbul
İsim: Dursun
Araç: Attrage 2015 CVT 1.2 İNTENSE
Meslek: Mali Müşavir
Kan grubu: O+
Yaş: 46
akif06eren yazdı:
1-Diğer taraftan bu dünyanın sonundaki sonsuzluğun varlığını idrak edenler mutlak adalet sahibinin adaletini bildikleri için elbet adaletin eninde sonunda yerine geleceğini bilirler ve huzur içinde yaşarlar.
2- Dünya yaşamını sadece dar materyalist bir pencereden görmemek gerekir. Dünyada maddeden daha kıymetli değerler vardır. Bazen insanın hakkını ödemede maddiyat yetersiz kalır. Ancak kulunun ödeyemediği borcu Halık muhakkak ortada bırakmaz.

3- Ekonomik ve üretim açısından zayıf olan toplumdaki asgari ücret ile zengin bir topluluğun belirlediği asgari ücret aynı olmaz. Bu nedenle ben emeğimin karşılığını içinde bulunduğum topluluğun standartlarına göre belirlerim. İmkanı olandan maddi olarak talep ederim. Benim hizmetime ihtiyacı zaruri olup ancak maddi olarak karşılamaya gücü yetmeyene yaptığım hizmetimin bedelini onun sahibinden beklerim.
İnşallah sorunuza cevap verebilmişimdir.


Akif Bey sizinle tartışmak tartışmanın yaşandığı mecra itibari ile garip kaçsa da keyifli olacağa benzer:) Yukarıdaki alıntı doğrultusunda ben size sorayım;

1-Bu dünyanın sonundaki sonsuzluğu dert etmeyen, tam aksine bu dünyayı esas alan ama paylaşan birini nereye koyuyorsunuz.
2-Materyalist açıdan dünyaya bakan ancak maddeci(mal mülk düşkünü anlamında) olmayan birini nereye koyuyorsunuz?
3-"Benim hizmetime ihtiyacı zaruri olup ancak maddi olarak karşılamaya gücü yetmeyene yaptığım hizmetimin bedelini onun sahibinden beklerim." Hizmetin bedelini sahibi vermezse(veremezse) ne olacak?

Sorguya çekmiş gibi oldum:) Fakat niyetim bu değil düşüncenizi açmanızı istedim sadece.


Başa Dön
 Profil  
Alıntı ile cevapla  
MesajGönderilme zamanı: 17 Şub 2017 11:43 
Çevrimdışı
Moderatör
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 16 Şub 2010 13:44
Mesajlar: 5640
İsim: ilhami
Araç: Outlander 2.4
Meslek: memur
Kan grubu: A+
Yaş: 40
Hikaye çok güzel. Bana 2 sözü hatırlattı (hikayeyi abbasi halifesi olarak biliyordum ama önemli olan asıl değil fasıldır)
Kızıldereli atasözü: sular kirlenince doğa yok olunca beyaz adam anlayacak paranın yenilmez içilmez bir şey olduğunu
Jim Carry: Tanrı tüm insanlara milyonlarca dolar versin ki İnsanlar çok paranın bi işe yaramadığını anlasın.

ben gene yan konu açarak muhabbete katkıda bulunayım.
fizik kanunları sosyal alanlarda da geçerli olduğunda daha çok kesinlik kazanır/makbuldür.
Newtonun 3 yasası vardır. 3.yasa "etki-tepki" yasasıdır. örnek verirsek bir topu ne kadar duvara şiddetli atarsanız (etki) o kadar şiddetli geri döner (tepki). bu yasanın sosyal hayattaki karşılığına kendimce bir örnek vereyim. ne kadar toplum mühendisliği (etki) yapılırsa o kadar karşıt fikir (tepki) oluşur. Kapitalizm etkisine sosyalizm tepkisi oluşur. etki-tepki de düşünceden çok refleks duygular ağır basar. Bu nedenle her ikiside yanlıştır. etki olmazsa tepki olamaz: varlıkları birbirlerine bağlıdır. bu nedenle meselelerin çözümünü karşı tarafa göre değil "olması gereken"e göre araştırmak lazım. lakin akılllı olduğu kadar belki de daha fazla duygusal olan insanoğlu gerçeği/çözümü bulmakta işi hiç de kolay değildir. bu nedenle denmiştir ki "ideolojiler akıldan değil kalpten çıkar"
https://tr.wikipedia.org/wiki/Newton'un ... alar%C4%B1
Akif hocam sanırım bareti çıkartabilirsiniz :) :MCT:

_________________
DERDİ DÜNYA OLANIN DÜNYA KADAR DERDİ OLUR!
Sorunlarınızın çözümü için her sorunuzda mutlaka 1-model,motor 2- Şanzıman (otomatik vs.) 3-LPG(varsa markası)4-km.si 5- geçmişini (modifiye, parça değişimi vs.) yazınız!


Başa Dön
 Profil  
Alıntı ile cevapla  
MesajGönderilme zamanı: 17 Şub 2017 11:52 
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 16 May 2014 11:07
Mesajlar: 753
Şehir: Ankara
İsim: akif
Araç: ASX INVITE 2013
Meslek: TEKNİK ÖĞRETMEN
Kan grubu: 0rh+
Yaş: 42
Yaradan Altın madenini olması gereken özelliklerle yaratmıştır. Madenci altını bulup çıkardığında altın istisnalar hariç tam olarak saf değildir mat renkte biçimsiz bir madendir ama kıymetlidir. Kuyumcu altını işler saflaştırır işler (başka maddeler ile alaşım yapar) ve onu güzel bir mücevher haline getirir haliyle değeride artar. Altının görüntü güzelliği haricinde altın oksitlenmez ve çok iyi bir iletkendir bu sebeble mücevher haricinde kıymetli makineler içindede kullanılır. Tabiatıyla altın kendisinin kıymetini bilemez.

İnsanda mayasında merhamet iyilik alçak gönüllülük tevazu adalet hırs kibir gibi insani duygularla yaratılmıştır ayrıca insanı insan yapan irade ve akıl da mayasındadır. İnsan yaşlandıkça yaşam etkenleri ,kendi akıl Ve iradesi neticesinde karakter olarak işlenir şekillenir.
İnsanın zaten yaratılış mayasındaki insani özelliklerin ortaya çıkması yada şekillenmesi için illede yaratıcısını kabüllenmesi şart değildir. Zaten insan olduğu için merhametli iyilik sahibi adaletli alçak gönüllü tevazu sahibi ve diğer insani özelliklere sahiptir. Bu özelliklerini yaşam etkenleri ile kendi akıl Ve iradesini kullanarak şekillendirir ve dışa aktarır. Yalnız insan kendisini yaratan ustanın yani insanı yaratan mayasını veren her şeyini bilen yaratıcısının tavsiyelerini dinler ve uygularsa bu şekillenme çok daha güzel ve tam olur aksi halde insan eksik kalır.

Yaratıcı Rahman dır yani tüm yarattığı herşeyin sorumluluğunu alan rızkını Ve ihtiyaçlarını verendir. Kendisine inanmıyorlar diye yarattıklarının sorumluluğunu reddetmez Yani yaradan kendisine inanmayan insanların da yaratanıdır. O vardır Ve varlığı inanmakla ya da inanmamakla değişmez. Heleki Basit mantıksal kavramlarla hiç değişmez.
Yine kimi insan mayasındaki tevazu nedeniyle inançlı ya da inançsız olsa bile kanaatkar olabilir maddeye çok değer vermeyebilir. Ya da inançlı bile olsa yine mayasındaki hırs ihtiras doyumsuzluk ve bencillik yüzünden de mal mülk makam heveslisi de olabilir. Ancak inananlar bilir ki yaradan her daim çeşitli şekillerde bir insan aracılığıyla bir musibetle ve yaratığı tüm varlıklar aracılığıyla doğruyu tebliğ etmiştir. Örneğin Kabil e öldürdüğü kardeşi Habil'in naaşını ne yapacağını bir karga aracılığıyla göstermiştir. Yine Elçileri ve Elçileri aracılığıyla verdiği kitaplarla doğruları bildirmiştir. Bu mesajları doğru şekilde anlayan yorumlayan insanlarda yapmaları gerekenleri bilir ve kötü halini düzeltmeye çalışır iyi bir insan olmaya çalışır.

Tüm mülk Allah'ındır . İnsanlar bu mülkten Yararlanır. Allah kitabında kim ne isterse ve o isteğine ulaşmak için çalışırsa isteğini karşılayacağını söylüyor. Rızkı için çalışanlara rızkını vereceğini ancak o rızklarının bir kısmını da Çalışmaya gücü yetmeyenlere acizlere vermemizi emrediyor.
Ve yine kitabında ihtiyaç sahiplerine acizlere yetimlerle rızkını paylaşanların Allah'a bir borç vermiş gibi olduğunu Ve kullarının bu iyiliklerini karşılığını fazlasıyla hem bu dünyada hemde ahirette kat kat fazlasıyla vereceğini söylüyor (Allah'ın hiç bir şeye ihtiyacı yoktur hele borç almaya hiç ihtiyacı yoktur burada borçtan kasıt acizlere ihtiyaç sahiplerine ve yetimlere yardım etmenin çok çok yüce çok güzel bir davranış olduğunu anlamamızdır)
İnananlar bilir ki İnsanı yaradan ona her türlü dünya nimetini zaten veren Allah hiç bir zaman yaptıklarını karşılıksız bırakmaz .

Kendi adıma söyleyeyim ben şimdiye kadar yaptığım tüm İyiliklerin bu dünyada karşılığını fazlasıyla hep aldım Elhamdulillah.

Sonuçta Yaradanın reddetmediğini kulu da reddedecek değildir elbet. İnanlara düşen önce kendilerini en iyi şekilde düzeltmeye çalışmak tüm yaradılanı yaradandan ötürü sevmek kendileri gibi olmayanları hoş görmek kabüllenmek dışlamamak bir inanana yakışacak şekilde güzel davranmak onlara tebliğ etmek yaradandan onlar için hidayet dilemek ve dua etmektir.
Benim sorularınıza verebildiğim cevaplar bunlardır. Daha iyisini doğrusunu isteyen biri eğer gerçekten samimiyse arar bulur.

Anlamak isteyen bir şeyler anlar anlamak istemeyen kendi bilir.

_________________
2 Nasihat
Kulun gözüne girmek için, Rabbın gözünden düşecek işler yapma.
Başkalarının mertebesini düşürmeye çalışmak, kendi mertebeni yükseltmez.


Başa Dön
 Profil  
Alıntı ile cevapla  
MesajGönderilme zamanı: 17 Şub 2017 13:08 
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 16 May 2014 11:07
Mesajlar: 753
Şehir: Ankara
İsim: akif
Araç: ASX INVITE 2013
Meslek: TEKNİK ÖĞRETMEN
Kan grubu: 0rh+
Yaş: 42
İlhami bey sözler çok güzel :)

Dünyanın sınav yeri olduğunu kabullenmek için önce dünyanın bir okul olduğunu kabullenmek gerekir. Peki hayatta ne öğrenilir?
Allah'ın varlığının tecellisi yani Allah'ın sıfatlarının anlamlarını öğreniriz .mesela Allah sonsuz merhamet sahibidir. Merhameti anlamak için zulüm gerekir zalim gerekir. Yalnız Allah zalim değildir o zulüm eziyet kavramları ile anlaşılan olguları yaratmıştır. Ancak bu zulmü alıp yapan ademoğludur. Allah El-Adl yani Sonsuz adalet sahibidir. Adaleti anlamak için adaletsizlik haksızlık gerekir. İşte bu nedenle dünya okulunda zıtlıklar vardır. Bu zıtlıklar zıttına anlam Ve değer verir.
Diğer taraftan zıtlığın değerine örnekler verirsek soğuk olmadan sıcak , karanlık olmadan aydınlık vb hiç bir şey ifade etmez .

_________________
2 Nasihat
Kulun gözüne girmek için, Rabbın gözünden düşecek işler yapma.
Başkalarının mertebesini düşürmeye çalışmak, kendi mertebeni yükseltmez.


Başa Dön
 Profil  
Alıntı ile cevapla  
MesajGönderilme zamanı: 17 Şub 2017 14:42 
Çevrimdışı
Moderatör
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 16 Şub 2010 13:44
Mesajlar: 5640
İsim: ilhami
Araç: Outlander 2.4
Meslek: memur
Kan grubu: A+
Yaş: 40
akif06eren yazdı:



Yine kimi insan mayasındaki tevazu nedeniyle inançlı ya da inançsız olsa bile kanaatkar olabilir maddeye çok değer vermeyebilir. Ya da inançlı bile olsa yine mayasındaki hırs ihtiras doyumsuzluk ve bencillik yüzünden de mal mülk makam heveslisi de olabilir. Ancak inananlar bilir ki yaradan her daim çeşitli şekillerde bir insan aracılığıyla bir musibetle ve yaratığı tüm varlıklar aracılığıyla doğruyu tebliğ etmiştir. Örneğin Kabil e öldürdüğü kardeşi Habil'in naaşını ne yapacağını bir karga aracılığıyla göstermiştir. Yine Elçileri ve Elçileri aracılığıyla verdiği kitaplarla doğruları bildirmiştir. Bu mesajları doğru şekilde anlayan yorumlayan insanlarda yapmaları gerekenleri bilir ve kötü halini düzeltmeye çalışır iyi bir insan olmaya çalışır.


Kendi adıma söyleyeyim ben şimdiye kadar yaptığım tüm İyiliklerin bu dünyada karşılığını fazlasıyla hep aldım Elhamdulillah.

Sonuçta Yaradanın reddetmediğini kulu da reddedecek değildir elbet. İnanlara düşen önce kendilerini en iyi şekilde düzeltmeye çalışmak tüm yaradılanı yaradandan ötürü sevmek kendileri gibi olmayanları hoş görmek kabüllenmek dışlamamak bir inanana yakışacak şekilde güzel davranmak onlara tebliğ etmek yaradandan onlar için hidayet dilemek ve dua etmektir.
Benim sorularınıza verebildiğim cevaplar bunlardır. Daha iyisini doğrusunu isteyen biri eğer gerçekten samimiyse arar bulur.



Ben, ancak güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim.” ( Hadis. bk. Muvatta, Husnü'l Halk, 8; Müsned, 2/381)
“insan fıtraten mükerrem olduğundan, hakkı arar bazan batıl eline gelir, Hak zannederek saklar. Bu nedenle her fikrin, ideolojinin bir gerçek payı vardır ve bu hakikat kısmına binaen taraftar toplar. Mesela kadın haklarını savunmada kadın hakları mağduriyeti "etkisine" tepki olarak çıkan "Feminizim" de bile kadın haklarını savunmak gerektiği gerçeği/doğrusu nedeniyle taraftar toplamaktadır. yoksa feminizm Barış Manço'nun dediği gibi " feminizm,3-5 kadının cansıkıntısı" olmaktan öte başka şey değildir.
(Barış mançonun bir meselede bu kadar net duruş sergilediğini pek göremediğim için bu örneği verdim. Birde "İngilizler ile Türkler dost değil demişti İngiliz kanalında.)
Sonuç: ahlak ve samimiyet olduktan sonra herkes doğruyu bulur: kendi doğrusu değil gerçek doğruyu :)

_________________
DERDİ DÜNYA OLANIN DÜNYA KADAR DERDİ OLUR!
Sorunlarınızın çözümü için her sorunuzda mutlaka 1-model,motor 2- Şanzıman (otomatik vs.) 3-LPG(varsa markası)4-km.si 5- geçmişini (modifiye, parça değişimi vs.) yazınız!


Başa Dön
 Profil  
Alıntı ile cevapla  
MesajGönderilme zamanı: 17 Şub 2017 16:10 
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 31 Oca 2016 18:42
Mesajlar: 16
Şehir: İstanbul
İsim: Dursun
Araç: Attrage 2015 CVT 1.2 İNTENSE
Meslek: Mali Müşavir
Kan grubu: O+
Yaş: 46
Neden zalim ve zulüm olsun ki!!! Sırf merhameti anlamak için neden olsun bunlar? Bu zalimlik ve zulme davetiye çıkarmak değil midir? Zalimliği ve zulmü meşru kılmak değil midir? Zalimim ettiği zulüme maruz kalanın günahı nedir?

Adaleti anlamak için neden adaletsiz ve haksızlık gereksin! Gerekli ise bunları herkes yapsın mı? Zalim olma hakkı kimindir?

Bu düşünce haksızlığı,adeletsizliği, zalimliği,zulmü meşrulaştırmıyor mu?

Tam ilk mesaja olumlu bir tepki verecektim ki Akif Bey ikinci mesajı görünce...:)

Allah varsa zaten yücedir. Bu kudrette olanın yüceltilmeye ihtiyacı da yoktur. Esas olan insanı yüceltmektir ki dengesizliklerin önünü alabilelim. Kendi haline bırakalım Allah'ı. Maya kavramı ile bayağılıklarımızı havale etmeyelim ne Allah'a ne Şeytan'a. Kendimizden çevremizden toplumumuz sorumluyuz. Allah'a değil birbirimize hesap verelim. Allah'ın benim hesabıma ihtiyacı yok.


Başa Dön
 Profil  
Alıntı ile cevapla  
MesajGönderilme zamanı: 17 Şub 2017 22:32 
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 16 May 2014 11:07
Mesajlar: 753
Şehir: Ankara
İsim: akif
Araç: ASX INVITE 2013
Meslek: TEKNİK ÖĞRETMEN
Kan grubu: 0rh+
Yaş: 42
Dursun bey sizi bilmem sizin samimiyetinizin durumunu bilemem aklınızı okuyamam ama sizin gibi bu tip soruları soranlar hep aynı soruları soruyorlar . ancak hiç bu soruların cevaplarını bulmak için sormuyorlar . Samimi değiller . Egolarını tatmin etmek için soruyorlar . ( bu nasıl bir ego dur bu nasıl bir kibir dir zaten o kibir yokmu o kibir) kendilerinin sözde haklılığını başkalarınada kabüllendirmek için soruyorlar. Bazıları dahada ileri gidip inananları aşağılamak küçük düşürmek için soruyorlar. kendilerince bu soruların cevaplarını zaten bildiklerini sanıyorlar. Çünkü kendilerini çok akıllı sanıyorlar. Bir de onlar kendilerini şöyle görüyorlar " onlar herhangi bir Tanrı baskısı olmadan kendi özgür iradeleri ve akıllarıyla zaten ahlaklılar zaten iyiler sütten çıkmış ak kaşıklar ya bu yüzden kendilerini daha üstün tutuyorlar. :D

Şaşılacak şey birde inanmadıkları Allah'ın da nasıl olduğunu yada nasıl olması gerektiğini de çok iyi biliyorlar . Neymiş Tanrı varsa şöyleymiş şöyle olmalıymış şöyle yaparmış ya da şöyle yapmalıymış. :D
Yani kısacası samimi değiller ve cevap değil cevapsızlık arıyorlar.
Zaten gerçekten samimi olsalar bu tip soruların doğru cevaplarını çoktan bulurlardı ve her önüne gelene sormazlardı. :D

Bu arada ben zaten sorularınızın cevabını aslında yeterince verdim . İsterseniz bir daha okuyun yinede tatmin olmadıysanız daha da fazlasını elimden geldiğince vermeye çalışırdım ancak burası yeri değil . birde yukarıda yazdığım gibi samiyetinizi bilmiyorum samimi değilseniz boş gereksiz ve kısır döngü bir yazışma olur. Gerçekten samimiyseniz bana da ihtiyacınız yok bu cevaplar konusunda çok alim insanlar var bu insanların yazdıkları bir sürü kitaplar var Ve YouTube da bu soruları yanıtlayan videoları bir sürü .
bence bu soruların cevaplarını birde samimi arayıp bulanlardan dinleyin . YouTube arama motorunda nasıl müslüman oldular diye yazıp aratırsanız sonuçlarda çıkan Videoları izleyin tavsiye ederim. :)

En güzel ve en doğru cevaplar Allah kelamı Kuranı Kerim'de açık açık var . Mealleri okuyun derim ben . ( bu arada meallerde çeviri hataları olabiliyor sonra bazı mealler daha anlaşılır bir dilde çeviri yapılmış bu nedenlerle tavsiyem farklı ilahiyatçıların çeviri yaptığı iki üç meal okuyun)

Bu konuda son olarak bir kaç kelam daha etmek istiyorum
Bu dünya fani öyle yada böyle nasıl olsa ölüm var. Bu nedenle Allah'ın kitabında pekçok ayetinde kısa bir tefsirle bazı şer gibi görünen vuku sonucunda hayır Ve yine bazı hayırlı gibi görünen vuku sonucunda şer vardır der. sadece bu dünya için düşünen bir beyin için sözde mantıklı gelen bazı soruların ahiret inancı olmadan cevaplanamayacığıda kesindir. ( siz ne derseniz deyin suçu kime atarsanız atın zalim kimi yaparsanız yapın sonuçta bu dünyada zulüm de var zalim de . Bu nedenle yaşasın zalimler için cehennem ve ne güzel bir sondur mazlumlar için sonsuz bir cennet )

İnsan ne melektir ne de şeytan . Ancak Özgür irade sahibidir . İşte bu özgür irade neticesinde yaradılanların en üstünüdür. Ancak kimileri de maalesef bu iradelerini yanlış kullanım neticesinde belki şeytandan da alt seviyededir.
İşte Allah'ın varlığını bile inkar edebilecek iradeye sahip bir insan Allaha inanıyor ise Allahı Canından da çok seviyorsa varın o insanın kıymetini siz biçin.

Bu arada biz Allah'a ;Allah'ın bizim inancımıza ihtiyacı olduğu için inanmıyoruz ki Allah'ın hiç bir şeye ihtiyacı yoktur . bizim Allah'a ihtiyacımız vardır. Biz Allah'a muhtacız. İnansanız da inanmamanızda ihtiyaç hissetseniz de hissetmeseniz de her canlı ona muhtaçtır. O yaratmasaydı zaten hiç ihtiyaç olmazdı.
Allah hepimize hidayet versin .

_________________
2 Nasihat
Kulun gözüne girmek için, Rabbın gözünden düşecek işler yapma.
Başkalarının mertebesini düşürmeye çalışmak, kendi mertebeni yükseltmez.


Başa Dön
 Profil  
Alıntı ile cevapla  
MesajGönderilme zamanı: 18 Şub 2017 21:31 
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 31 Oca 2016 18:42
Mesajlar: 16
Şehir: İstanbul
İsim: Dursun
Araç: Attrage 2015 CVT 1.2 İNTENSE
Meslek: Mali Müşavir
Kan grubu: O+
Yaş: 46
Akif Bey,

Mitsubishi'den birileri de takip eder düşüncesi ile forumda bilgi ve tenkit paylaştım. Fiyatını tenkit ettiğim servis hizmetinin pahalılığına örnek olarak asgari ücreti gösterdim. Sonrası malum. Mitsubishi'den biri değil de siz yorum yaptınız. Bunu yaparak burayı takip edenlere düşüncelerinizi paylaştınız. Kamuya (bize) açtınız düşüncelerinizi. İnsan bunu neden yapar...:) Kalabalığa seslenen birine kalabalıktan biri kendisine yanlış gelen düşünceler sebebi ile karşı düşünce ileri sürebilir. Buna bir itirazınız olmazsa gerek. Hakeza sadece bana seslendiniz ise bana ters gelen düşüncelerinizi size açmamdan da tabi bir şey olamaz. Egoyu tatmin için uğraşmıyoruz, yorum yaptım siz katılmadığınız beyan ettiniz, benim de sizin düşüncelerinizi önce anlama çabasında sonra da anladığımı tartma çabasında olmamdan da tabi bir şey olamaz.

Karşımdaki insanda tutarlılık beklerim. Benim düşüncelerim doğrultusunda değil kendi düşünceleri doğrultusunda tutarlılık beklerim. Buradan başlar tartışma. Benim de yapmaya çalıştığım bu. Tutarlıysanız sizinle tartışmayı yürütebilirim. Bunu anlamaya çalışıyorum.

Size nasıl müslüman(!) olunur tarzında sorular sormuyorum, sizi anlamaya çalışıyorum. Çünkü bir diyalog var ortada.

Şimdi izin verirseniz paylaştıklarınızdan bir kaç seçki yapmak istiyorum;

"Aslında derman insanların kendi doğruları yerine gerçek doğruları bulmak için çaba göstermeleri ile olur. Bu doğrular eserin yaratıcısının kullanım kılavuzunu doğru olarak okumakla bulunabilir." İnsanın kendi doğrusu nedir, gerçek doğru nedir? Bilimsel olan ile olmayan ayrımı yapabilirim de kendi doğrusu ve gerçek doğru ayrımı yapamıyorum. Demek istediğiniz, esas olan ilahi doğru ise insan, en üstün vasıflı yaratılan olarak ulaştığı kendi gerçeği neden ilahi olanın gerçeği olmasın? Ya da tersinden söyleyelim, söylediğiniz anlamda "gerçek doğruya" ulaşan insan, sonuç itibari ile ulaştığı kendi doğrusu olmuyor mu?

"dünyanın sonundaki sonsuzluğun varlığını idrak edenler mutlak adalet sahibinin adaletini bildikleri için elbet adaletin eninde sonunda yerine geleceğini bilirler ve huzur içinde yaşarlar" Asgari ücretli vasıfsızlığı sebebi ile hakkettiğini aldığı için onun için bu anlamda bir sorun yok anlaşılan. Haliyle hakkettiğini aldığı için adalet sağlandığından ilahi adalete de ihtiyaç duymaz.

"Dünyada maddeden daha kıymetli değerler vardır. Bazen insanın hakkını ödemede maddiyat yetersiz kalır. Ancak kulunun ödeyemediği borcu Halık muhakkak ortada bırakmaz." Asgari ücretli hakkını aldığı için Halık'ın ortada kaldıracağını bir borç da kalmamıştır.

Sonuç olarak asgari ücretli bu dünyada da öbür dünya da zor durumda.

"1-İnsan ne melektir ne de şeytan . Ancak Özgür irade sahibidir . İşte bu özgür irade neticesinde yaradılanların en üstünüdür. Ancak kimileri de maalesef bu iradelerini yanlış kullanım neticesinde belki şeytandan da alt seviyededir."

"2-Bir de onlar kendilerini şöyle görüyorlar " onlar herhangi bir Tanrı baskısı olmadan kendi özgür iradeleri ve akıllarıyla zaten ahlaklılar zaten iyiler sütten çıkmış ak kaşıklar ya bu yüzden kendilerini daha üstün tutuyorlar."

Öncelikle kendimi hiç kimseden üstün görmüyorum, bu benim tabiatıma aykırı. Ama ne hikmetse inanan, ama sahip oldukları vasıflar sebebi ile kendilerini asgari ücretliden hayli hayli üstün görenler olabiliyor.

Madem özgür irade sahibi ise insan yaptığı tercih sebebi ile ilahi güç tarafından cezalandırılması bir totoloji değil midir?

"Şaşılacak şey birde inanmadıkları Allah'ın da nasıl olduğunu ya da nasıl olması gerektiğini de çok iyi biliyorlar . Neymiş Tanrı varsa şöyleymiş şöyle olmalıymış şöyle yaparmış ya da şöyle yapmalıymış. :D
Yani kısacası samimi değiller ve cevap değil cevapsızlık arıyorlar.
Zaten gerçekten samimi olsalar bu tip soruların doğru cevaplarını çoktan bulurlardı ve her önüne gelene sormazlardı. :D"

Samimiyet Allah tarafından verilen bir vasıf mı sonradan mı ediniliyor? Kahretsin yine soru. Allah'ın nasıl olduğunu veya olması gerektiği üzerine kafa yormuyorum. Bütün kosmosun yaratacısı ise benim onu yüceltmeme ihtiyacı yoktur, bunu söylüyorum. Devamında bayağılıklarımızı Allah'a veya Şeytan havale etmeyelim, biz kendimizden sorumluyuz dedim. Gerçek samimi ifadesi de gerçek doğru ifadesi gibi muğlak, havada kalan. Bu ifadeleri kullandığınız andan itibaren karşınızdaki şunu sorar; gerçek doğru nedir gerçek samimi nedir?

"Zaten gerçekten samimi olsalar bu tip soruların doğru cevaplarını çoktan bulurlardı ve her önüne gelene sormazlardı." :) Size sorarak doğruyu bulma çabası içinde değilim. Sizinle bir tartışma içine girdik tutarlılığınızı anlamaya çalışıyorum.

"YouTube arama motorunda nasıl müslüman oldular diye yazıp aratırsanız sonuçlarda çıkan Videoları izleyin tavsiye ederim. :)" Bir gülücük de benden..:) Böyle bir niyetim yok dediğim gibi böyle bir çabam da yok sizinle tartışıyoruz o kadar..Kendinize fazla misyon biçmişsiniz.

"En güzel ve en doğru cevaplar Allah kelamı Kuranı Kerim'de açık açık var . Mealleri okuyun derim ben ." Kuran'ı okudum. Ama siz neden hemen Kuranı okumamı salık verdiniz ki. Siz Allah'ın size verdiği özgür irade ile Kuran da geçenleri kabul ediyorsunuz, belki özgür iradesi ile başkaları da çelişkili buluyordur. Bunu olağan kabul etmek gerekmez mi?

Örneğin neden incil'i tavsiye etmiyorsunuz. Özgür iradeniz İncil'i yanlış mı buluyor?

Ancak esas soru nedir biliyor musunuz; Kuran'a inananların yoğun olduğu ülkelerin, toplumların gelmişlik düzeyi ile bunların dışında kalanların gelişmişlik düzeyi neden farklıdır?

Başka bir soru; Almanya'daki müslüman Türkler neden Almanya'da sol partilere oy veriyor da Türkiye'ye gelince neden dini ön plana çıkaran partilere oy veriyor hiç merak ettiniz mi? Sosyalistlerde bu tutumu göremezsiniz. Neden böyledir bu?

Doğru söylüyorsunuz bu mecra bu tür bir tartışma için değil, mecra müslüman olmayanların ürettiği Mitsubishi marka araba kullananların mecrası..:)

Akif Bey benden buraya kadar.

Forum yöneticileri arkadaşlar da kusura bakmasın. Forumu meşgul ettik bu tür bir tartışma ile. Konu ile ilgili olarak daha yazmayacağım.

Herkese iyi günler..


Başa Dön
 Profil  
Alıntı ile cevapla  
MesajGönderilme zamanı: 20 Şub 2017 10:59 
Çevrimdışı
Moderatör
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 16 Şub 2010 13:44
Mesajlar: 5640
İsim: ilhami
Araç: Outlander 2.4
Meslek: memur
Kan grubu: A+
Yaş: 40
kendi adıma Forum meşgul edilmedi daha renklendi. Mesela Donanım haber forumda Bilgisayar donanımları ne kadar yer kaplıyor ki. Her konuda almış başını giden tartışmalar ve konu başlıkları var. maalesef Nick kullanıp görünmez ve uzakta olmanın etkisi ile seviye bazan yerlerde sürünse de ...
bu tip araç dışı muhabbetler için her sabah "günaydın" diyebileceğimiz başlıklara kaydırabilsek güzel olurdu ya neyseeee.... :D
Akif hocama katılmadığım bir husus var;
Sorular cevaplar benzer olsa bile söyleme tarzı üslubu vs. bi sebepten farklı tesir olabiliyor. meslekten örnek vereyim. Firmalarda ve kurumlarda personel olan maaşlı avukatların cevabı pek kaale alınmaz ama serbest çalışan maaş değil iş yaptıkça para alan avukatın sözüne bilgisine müvekkiller daha çok itibar eder. hatta dışarıda serbest çalışan avukata vekalet veren vatandaş vekalet vermediği avukata daha çok itibar eder.Çünkü vekalet verdiği avukatın kendisini para için kandıracağını düşünür kontrol etme güdüsü oluşur. farklılık olunca da dosyayı belgeleri görmeden somut değil soyut konuşan avukata itibar eder. konu neydi.... :)
Sonuç: Günümüzde söylenenden çok söyleyene bakılır. bu nedenle aynı şey bile söylense tesiri farklı olur. (Dünya müslümanları olarak şu anki geri kalmış hallerimizle ağzımızla kuş tutsak bile sözlerimizin tesirinin "az olması" bundandır. )

bize de beklerim :) ;
viewtopic.php?f=31&t=11614&start=440

_________________
DERDİ DÜNYA OLANIN DÜNYA KADAR DERDİ OLUR!
Sorunlarınızın çözümü için her sorunuzda mutlaka 1-model,motor 2- Şanzıman (otomatik vs.) 3-LPG(varsa markası)4-km.si 5- geçmişini (modifiye, parça değişimi vs.) yazınız!


Başa Dön
 Profil  
Alıntı ile cevapla  
MesajGönderilme zamanı: 21 Şub 2017 02:00 
Çevrimdışı
Kullanıcı avatarı

Kayıt: 16 May 2014 11:07
Mesajlar: 753
Şehir: Ankara
İsim: akif
Araç: ASX INVITE 2013
Meslek: TEKNİK ÖĞRETMEN
Kan grubu: 0rh+
Yaş: 42
Klimanjaro yazdı:
Akif Bey,

Mitsubishi'den birileri de takip eder düşüncesi ile forumda bilgi ve tenkit paylaştım. Fiyatını tenkit ettiğim servis hizmetinin pahalılığına örnek olarak asgari ücreti gösterdim. Sonrası malum. Mitsubishi'den biri değil de siz yorum yaptınız. Bunu yaparak burayı takip edenlere düşüncelerinizi paylaştınız. Kamuya (bize) açtınız düşüncelerinizi. İnsan bunu neden yapar...:) Kalabalığa seslenen birine kalabalıktan biri kendisine yanlış gelen düşünceler sebebi ile karşı düşünce ileri sürebilir. Buna bir itirazınız olmazsa gerek. Hakeza sadece bana seslendiniz ise bana ters gelen düşüncelerinizi size açmamdan da tabi bir şey olamaz. Egoyu tatmin için uğraşmıyoruz, yorum yaptım siz katılmadığınız beyan ettiniz, benim de sizin düşüncelerinizi önce anlama çabasında sonra da anladığımı tartma çabasında olmamdan da tabi bir şey olamaz.

Karşımdaki insanda tutarlılık beklerim. Benim düşüncelerim doğrultusunda değil kendi düşünceleri doğrultusunda tutarlılık beklerim. Buradan başlar tartışma. Benim de yapmaya çalıştığım bu. Tutarlıysanız sizinle tartışmayı yürütebilirim. Bunu anlamaya çalışıyorum.

Size nasıl müslüman(!) olunur tarzında sorular sormuyorum, sizi anlamaya çalışıyorum. Çünkü bir diyalog var ortada.

Şimdi izin verirseniz paylaştıklarınızdan bir kaç seçki yapmak istiyorum;

"Aslında derman insanların kendi doğruları yerine gerçek doğruları bulmak için çaba göstermeleri ile olur. Bu doğrular eserin yaratıcısının kullanım kılavuzunu doğru olarak okumakla bulunabilir." İnsanın kendi doğrusu nedir, gerçek doğru nedir? Bilimsel olan ile olmayan ayrımı yapabilirim de kendi doğrusu ve gerçek doğru ayrımı yapamıyorum. Demek istediğiniz, esas olan ilahi doğru ise insan, en üstün vasıflı yaratılan olarak ulaştığı kendi gerçeği neden ilahi olanın gerçeği olmasın? Ya da tersinden söyleyelim, söylediğiniz anlamda "gerçek doğruya" ulaşan insan, sonuç itibari ile ulaştığı kendi doğrusu olmuyor mu?

"dünyanın sonundaki sonsuzluğun varlığını idrak edenler mutlak adalet sahibinin adaletini bildikleri için elbet adaletin eninde sonunda yerine geleceğini bilirler ve huzur içinde yaşarlar" Asgari ücretli vasıfsızlığı sebebi ile hakkettiğini aldığı için onun için bu anlamda bir sorun yok anlaşılan. Haliyle hakkettiğini aldığı için adalet sağlandığından ilahi adalete de ihtiyaç duymaz.

"Dünyada maddeden daha kıymetli değerler vardır. Bazen insanın hakkını ödemede maddiyat yetersiz kalır. Ancak kulunun ödeyemediği borcu Halık muhakkak ortada bırakmaz." Asgari ücretli hakkını aldığı için Halık'ın ortada kaldıracağını bir borç da kalmamıştır.

Sonuç olarak asgari ücretli bu dünyada da öbür dünya da zor durumda.

"1-İnsan ne melektir ne de şeytan . Ancak Özgür irade sahibidir . İşte bu özgür irade neticesinde yaradılanların en üstünüdür. Ancak kimileri de maalesef bu iradelerini yanlış kullanım neticesinde belki şeytandan da alt seviyededir."

"2-Bir de onlar kendilerini şöyle görüyorlar " onlar herhangi bir Tanrı baskısı olmadan kendi özgür iradeleri ve akıllarıyla zaten ahlaklılar zaten iyiler sütten çıkmış ak kaşıklar ya bu yüzden kendilerini daha üstün tutuyorlar."

Öncelikle kendimi hiç kimseden üstün görmüyorum, bu benim tabiatıma aykırı. Ama ne hikmetse inanan, ama sahip oldukları vasıflar sebebi ile kendilerini asgari ücretliden hayli hayli üstün görenler olabiliyor.

Madem özgür irade sahibi ise insan yaptığı tercih sebebi ile ilahi güç tarafından cezalandırılması bir totoloji değil midir?

"Şaşılacak şey birde inanmadıkları Allah'ın da nasıl olduğunu ya da nasıl olması gerektiğini de çok iyi biliyorlar . Neymiş Tanrı varsa şöyleymiş şöyle olmalıymış şöyle yaparmış ya da şöyle yapmalıymış. :D
Yani kısacası samimi değiller ve cevap değil cevapsızlık arıyorlar.
Zaten gerçekten samimi olsalar bu tip soruların doğru cevaplarını çoktan bulurlardı ve her önüne gelene sormazlardı. :D"

Samimiyet Allah tarafından verilen bir vasıf mı sonradan mı ediniliyor? Kahretsin yine soru. Allah'ın nasıl olduğunu veya olması gerektiği üzerine kafa yormuyorum. Bütün kosmosun yaratacısı ise benim onu yüceltmeme ihtiyacı yoktur, bunu söylüyorum. Devamında bayağılıklarımızı Allah'a veya Şeytan havale etmeyelim, biz kendimizden sorumluyuz dedim. Gerçek samimi ifadesi de gerçek doğru ifadesi gibi muğlak, havada kalan. Bu ifadeleri kullandığınız andan itibaren karşınızdaki şunu sorar; gerçek doğru nedir gerçek samimi nedir?

"Zaten gerçekten samimi olsalar bu tip soruların doğru cevaplarını çoktan bulurlardı ve her önüne gelene sormazlardı." :) Size sorarak doğruyu bulma çabası içinde değilim. Sizinle bir tartışma içine girdik tutarlılığınızı anlamaya çalışıyorum.

"YouTube arama motorunda nasıl müslüman oldular diye yazıp aratırsanız sonuçlarda çıkan Videoları izleyin tavsiye ederim. :)" Bir gülücük de benden..:) Böyle bir niyetim yok dediğim gibi böyle bir çabam da yok sizinle tartışıyoruz o kadar..Kendinize fazla misyon biçmişsiniz.

"En güzel ve en doğru cevaplar Allah kelamı Kuranı Kerim'de açık açık var . Mealleri okuyun derim ben ." Kuran'ı okudum. Ama siz neden hemen Kuranı okumamı salık verdiniz ki. Siz Allah'ın size verdiği özgür irade ile Kuran da geçenleri kabul ediyorsunuz, belki özgür iradesi ile başkaları da çelişkili buluyordur. Bunu olağan kabul etmek gerekmez mi?

Örneğin neden incil'i tavsiye etmiyorsunuz. Özgür iradeniz İncil'i yanlış mı buluyor?

Ancak esas soru nedir biliyor musunuz; Kuran'a inananların yoğun olduğu ülkelerin, toplumların gelmişlik düzeyi ile bunların dışında kalanların gelişmişlik düzeyi neden farklıdır?

Başka bir soru; Almanya'daki müslüman Türkler neden Almanya'da sol partilere oy veriyor da Türkiye'ye gelince neden dini ön plana çıkaran partilere oy veriyor hiç merak ettiniz mi? Sosyalistlerde bu tutumu göremezsiniz. Neden böyledir bu?

Doğru söylüyorsunuz bu mecra bu tür bir tartışma için değil, mecra müslüman olmayanların ürettiği Mitsubishi marka araba kullananların mecrası..:)

Akif Bey benden buraya kadar.

Forum yöneticileri arkadaşlar da kusura bakmasın. Forumu meşgul ettik bu tür bir tartışma ile. Konu ile ilgili olarak daha yazmayacağım.

Herkese iyi günler..


dursun bey kusura bakmayın sizi beklettim :)
inşallah sorularınızın cevaplarını vermeye çalışacağım uzun alıntı ile uzun oluyor diye ek sayfaya yazıyorum.

_________________
2 Nasihat
Kulun gözüne girmek için, Rabbın gözünden düşecek işler yapma.
Başkalarının mertebesini düşürmeye çalışmak, kendi mertebeni yükseltmez.


En son akif06eren tarafından 21 Şub 2017 02:03 tarihinde düzenlendi, toplamda 2 kere düzenlendi.

Başa Dön
 Profil  
Alıntı ile cevapla  
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 25 mesaj ]  Sayfaya git 1, 2  Sonraki

Tüm zamanlar UTC + 3 saat


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 7 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz

Aranacak:
Geçiş yap:  
cron
POWERED_BY Color scheme by ColorizeIt!

Türkçe çeviri: phpBB Türkiye